31 Temmuz 2007 Salı
Bi tespit daha_telaffuz
Bir kelimeyi o kelimeyi bilen birinin yanında yanlış telaffuz ettiğimi farkedince kıpkırmızı olduğumu tespit ettim...Küçük egom kolay şişip kolay patlıyo:).Her kelimeyle ilgili aynı hassasiyette olmasamda mesela çok bilnen bir dergi "El Croquis" baya apaçi bi şekilde yanlış söylüyomuşum...O kadar da İspanyolcaya meraklıyım, o kadar da Jose Merce dinler dururum...
Tespit_yüksek ses
Kendini ifade edemeyen insanların ifade etmek için seslerini giderek yükselttiğini tespit ettim, onlar bağırdıkça ben daha da anlamıyorum işin kötüsü. Aynı şey bir lisanı tam olarak öğrenemeyip o lisanda dert anlatmaya çalışanlarda da oluyo, ve özgüvenliyse bu kişilikler durum daha da fena..."üç üç diyorum...üç işteeee!!!" de ne üçü pardon?:)
tespit_gerçek
Bazen gerçekleri duymak istemediğimi tespit ettim, ben hayal dünyamda mutlu mesut yaşarken dost dediğiniz o acı söyleyen caniler hayal dünyanızın içine ..iveriyolar. Daha acılarına kalkan olsun diye bunu yaptıklarını bilsemde, bu aralar hiç gerçek duyasım yok.Doğruyu söylerseniz hepinizi dokuz köyden kovarım.
29 Temmuz 2007 Pazar
tespit_hafta sonu
haftasonlari blogumuzunaz okunur az yazilir oldugunu tespit ettim, bunun nedeni herkeslerin esiyle dostuyla gezip tozuyor olmasidir diye dusunuyorum ve sabahtan beri evde tek basima oturdugum icin de hayiflaniyorum...hayif hayif...
27 Temmuz 2007 Cuma
tespit-kurugürültü
nasıl övüyolar insanlar kendilerini... ama yani deli gibi övüyolar... "ben okula girdiğimde, okulda dengeler değişti, o kadar iyiydim ki son sınıf öğrencilerini bile gaza getirdim, rekabet ortamı oluştu" diyebiliyo insanlar... sırf onlar çalışıyolarmış gibi sürekli ve hemen yoruluyolar, en iyi işi onlar yapıp, en parlak geleceği onlar vaad ediyorlar veeeeeeeeee durmadan ama dur-ma-dan konuşuyolar... ve yani ben gibi "az" ukala bi insana göre bile boşlar! bu kadar konuştukları için; "bom-boşlar" hatta... bu kadar çemkirirken bişeyi yeniden tespit ettim; insanlar ne kadar boşlarsa o kadar çok konuşuyolar!! aslında artık bunlara alıştım sayılır ama bu lakırdıların bi de prim yapıyo olmasına katlanamadığımı tespit ettim, işte bu da kişisel bi tespit...
sinirliyim biraz, perdon...
sinirliyim biraz, perdon...
Tespit_Senelik Tatil İhtiyacı
Son bir kaç gündür olduğu gibi bugün de öğle tatili sonrasında ofise dönerken ayaklarım geri geri gitti. Okul, iş, bitirme projesi, workshop bilmemne derken tatilsiz bir senenin geçmiş olduğunu fark ettim. Geçtiğimiz bir sene boyunca yaptığım tatile benzer tek şey Radar olabilirdi..
Sonuç olarak tam 1 senenin sonunda, işe kesinlikle konsantre olamadığımı ve tek istediğimin akşamüstü, saçlarım ıslakken, rüzgarlı bir terasta oturup kitap okumak olduğunu fark ettim.
Tespitim şudur, insan bünyesinin bir sınırı var. Benim bünyeminki 365 gün..
Sonuç olarak tam 1 senenin sonunda, işe kesinlikle konsantre olamadığımı ve tek istediğimin akşamüstü, saçlarım ıslakken, rüzgarlı bir terasta oturup kitap okumak olduğunu fark ettim.
Tespitim şudur, insan bünyesinin bir sınırı var. Benim bünyeminki 365 gün..
26 Temmuz 2007 Perşembe
Tespit_naif gaza gelişler
Zaman Zaman gaza geldiğimi farkettim. Mesela ilk mimarlığa başladığımda İtalyanca kursunada başlamıştım, neden çünkü İtalya-mimarlık vuhu... Ne alakaysa..Sonra mesela ilk yemek yapmaya ve insanlar yemeğimi beğenmeye başladıklarında kendimi usta ahçı falan sandım, bi yer açıcam çılgın yemekler yapıcam gazı geldi( ki henüz tam olarak gitmiş değil bu gaz) Sonra ilk gitar dersine gittiğim dönemleri hatırlıyorum, hoca gazlamıştı, görseniz kendimi bir rock yıldızı sanıyorum ki daha yeni yeni "hatırla sevgili" yi çalmaya baslamistim...Mesela bugünde bu aralar alman elektronik müziğine sardığımdan ve de yeni bir macbook edindiğimden "Abi Berlin'e gidicem, hatta dj mi olsam:P" ( okadar da değil) tribine girdim. İlk sevgilimden ayrıldığımdada bi daha sevgilim olmıcak sanmıştım, hiç kimseyi sevemem hissi gelmişti ki, iki haftaya kalmadan geçti sağolsun kendisi, Mesela geçen yıl paradigmalar dersi aldım ve üç beş felsefe kitabı okudum, görseniz bi ara kendimi Hegel olmasamda bi Semra sanır olmuştum...Evet hemen gaza gelip herşeyi abartıyorum...Saman alevi gibiyim mübarek, gazdan dünyam duman altı...
tembih_fal
kendinizi çaresiz mi hissediyorsunuz, kısa süreliğine de olsa inanacak, sizi mutlu edecek bir kaç şey mi duymak istiyorsunuz, o zaman size tembihim gidin bir falcıya, önceden de anlaşın ama kötü birşey görürsen söyleme diye, duymak istediğin herşeyi, sana bir çırpıda anlatıveriyor. ee gerçekleşmeyince nolcak diye de üzülmeyin, zaten o çaresiz durumun verdiği sıkıntı 3 güne biraz da olsa azalıyor, ondan sonra canınızı sıkacak yeni şeyler bulacaksınız nasıl olsa, e bide onlar için gidin falcıya. ayrıca fal olayını aşağlamamak da lazım, hayatımızdaki etken rolleri yaklaşık 1 ay önce kanıtlanmıştır:)
sadece kahve yada tarot değil tabiki bide burç falı vardır ki, size 50 yıllık yaşantınızda edinemediğiniz hayat dersleri verir;
"The muskmelon is a fruit that continues to ripen after it's picked, whereas a watermelon stops ripening the moment it's plucked from the vine. As you enter your own personal harvest season, Libra, keep that difference in mind; it'll be a useful metaphor. Some of the "crops" you've been growing all these months are like muskmelons, while others are like watermelons. Do you know which are which? Let the watermelon-like fruits of your labors stay on the vine until you're absolutely sure they're fully mature." ...gibi. :))
sadece kahve yada tarot değil tabiki bide burç falı vardır ki, size 50 yıllık yaşantınızda edinemediğiniz hayat dersleri verir;
"The muskmelon is a fruit that continues to ripen after it's picked, whereas a watermelon stops ripening the moment it's plucked from the vine. As you enter your own personal harvest season, Libra, keep that difference in mind; it'll be a useful metaphor. Some of the "crops" you've been growing all these months are like muskmelons, while others are like watermelons. Do you know which are which? Let the watermelon-like fruits of your labors stay on the vine until you're absolutely sure they're fully mature." ...gibi. :))
25 Temmuz 2007 Çarşamba
tespittembih_yaşlı erkekler
belli bi yaşın üzerindeki adamların -ki bu yaş 55-60 oluyor- sürekli aynı esprileri yaptıklarını, bundan asla usanmadıklarını ve anlamsızca zevk aldıklarını tespit ettim. yani o rutinden zevk alıyorlar, aynı cevabı almak istiyorlar falan, garip...
kadınlarda olmuyor bu, sıkılgan, kolay darlanan yapımızla alakalı heralde... ama aynı şeylere usanmadan söylenebiliyoruz, nasılsa...
neyse bu blogu okuyan erkeklere yaşlandıklarında kötü esprileri tekrar ve tekrar yapmamalarını tembihliyorum...
sanıldığının aksine, çıtırlar bundan hiç hoşlanmıyor...
kadınlarda olmuyor bu, sıkılgan, kolay darlanan yapımızla alakalı heralde... ama aynı şeylere usanmadan söylenebiliyoruz, nasılsa...
neyse bu blogu okuyan erkeklere yaşlandıklarında kötü esprileri tekrar ve tekrar yapmamalarını tembihliyorum...
sanıldığının aksine, çıtırlar bundan hiç hoşlanmıyor...
tespit_tespit-tembih okuyucu kitlesi
Dün gece konser çıkışında hep birlikte yemek yerken bilge'yle arkadaşımız olan bir çok erkeğin, -bilge'nin başının altından çıkmış olan- şu nacizane blogumuzu takip ettiklerini keşfettik. Her ne kadar "ya işte bi gün gezerken rastladım" şeklinde inkar etseler de okuyorlar.
Biliyoruz okuyorsunuz! Siz gizli gizli Cosmopolitan da okuyorsunuzdur:)
Ama iyi ki de okuyorsunuz. Hem hit'leri görünce mutlu oluyoruz, hem de kim bilir, yüzyüze konuşurken de bu kadar dürüst müyüz, hiç emin değilim. Tek risk, her an sizler hakkında da birşeyler yazabilecek olmamız. "A ben bu adamı tanıyorum!" ya da "Heeey bu anlattığı başından geçtiğinde ben de yanındaydım!" derseniz birgün, şaşırmayın.
Son olarak kendi adıma teşekkürlerimi sunuyor, yorum yazacağınız günleri merakla beklediğimi belirterek mesajıma son veriyorum.
Biliyoruz okuyorsunuz! Siz gizli gizli Cosmopolitan da okuyorsunuzdur:)
Ama iyi ki de okuyorsunuz. Hem hit'leri görünce mutlu oluyoruz, hem de kim bilir, yüzyüze konuşurken de bu kadar dürüst müyüz, hiç emin değilim. Tek risk, her an sizler hakkında da birşeyler yazabilecek olmamız. "A ben bu adamı tanıyorum!" ya da "Heeey bu anlattığı başından geçtiğinde ben de yanındaydım!" derseniz birgün, şaşırmayın.
Son olarak kendi adıma teşekkürlerimi sunuyor, yorum yazacağınız günleri merakla beklediğimi belirterek mesajıma son veriyorum.
23 Temmuz 2007 Pazartesi
tespit_mahmuthoca
23 yaşında da 10 yaşında ağladım şeylere hala ağladığımı farkettim, hala hababam sınıfı'nda Mahmut Hoca'nın kalp kirizi geçirdiği sahnede ağlamaya başlıyorum, bazı şeyler cidden değişmiyor evet.
tespit- politika
kardesim amerika'dan haberleri okuyup endiseleniyor, iran olacagiz aman aman diye. ben de tabii ki korkuyorum yedigime, ictigime, s.ctigima ve butun bunlari nerelerde nasil yaptigima karisacaklar diye ama bugun kafasindaki tesetturu atsan senden, benden kat be kat daha acik ve seksi giyinmis tesetturlu kadinlari sevgilileriyle sokakta opusurken gordukce onlarin da pek cok seye direnemeden farkinda olarak ya da olmadan degistiklerini goruyorum. seffaf tesettur bile cikabilir yakinda... bundan ben bir polyannayim sonucu cikmasin sevgili moderator ben sukunetini koruyan bir vatandasim... bir de tabii kadrolasmayi ne kadar yaptiklarini bizzat gordugum icin -annemin isyerinde birkac sene once 75 kisiyi -vasifsiz eleman haric herkesi yani- coklukla usulsuz olarak saga sola atadiklari ve istifaya ya da dava acmaya mecbur ettikleri icin, durum zaten oldukca vahim. yani daha kimi nereye oynatabilirler ki, her yeri hallac pamugu gibi attilar... ha bir de gecen secimde aman efendim katilim azdi da ondan oldu soylemlerine secmenin %85'i yememis icmemis zibamk seklinde oturtmustur, umarim %20'ye tekabul eden bu durumdan pek sevgili DB de birseyler tespit eder ve arka nahiyesine yapismis koltukla beraber ufukta gozden kaybolur. ha gerci partinin kalani da adini elinle kapasan neredeyse meclisteki diger partilerin karma soylemi -eksi tesettur- ya o da ayri bir tespitin konusu...
Genel olarak toparlarsak sayin moderator, bu ulkede politika yapmaya soyunan kesimin cogu bunu cok da dogru ve durust sekilde yap(a)miyor. adam gibi adamlar da es kaza milletvekili olmuslarsa arada kaynayip gidiyorlar. Topluluklar icin karar verme mekanizmalarini duzeltmenin yanisira %10 baraji gibi onemli bir temsil sorunumuz var zaten, orada temsil edilenler nufusun tamami hic olmadi. sagi solu ortasi yildizlar karmamiz bunu elbirligi ile destekliyor son olarak bunu da tespit edeyim bitsin. (cunku yazdikca yazasim geliyo...)
Genel olarak toparlarsak sayin moderator, bu ulkede politika yapmaya soyunan kesimin cogu bunu cok da dogru ve durust sekilde yap(a)miyor. adam gibi adamlar da es kaza milletvekili olmuslarsa arada kaynayip gidiyorlar. Topluluklar icin karar verme mekanizmalarini duzeltmenin yanisira %10 baraji gibi onemli bir temsil sorunumuz var zaten, orada temsil edilenler nufusun tamami hic olmadi. sagi solu ortasi yildizlar karmamiz bunu elbirligi ile destekliyor son olarak bunu da tespit edeyim bitsin. (cunku yazdikca yazasim geliyo...)
22 Temmuz 2007 Pazar
tespit yok mu tespit
secim sonuclari radikalinde 2-3 gun once yaptigi sondajdan cok farkli degil...Bu konuyla ilgili tespitime gelince politik savi olmayan partilerle dolu bir ulkede, bu kadar iyi niyetli insanla dolu bir ulkede bu secim hepimize bol bol masrafdan baska bisey olmadi birde akp ye daha fazla guven geldi:) Boyle bir duruma ortak olup gidip oy kullandigim icin hala pek icim rahat sayilmaz...Nereye gidiyoruz neler olucak hepberaber gorucez, ama irtica gibi de bir korkum olmadigini tespit ettim, gelelim kadrolasmaya, %47 oy aldilar yani ulkenin yarisi kadrolasmis o zaman bu hic fena degil...:) tembih; icinize sinmeyen hicbiseye yeltenmeyin...Bir de bi arkadasimin kisisel iletisini eklemek istiyorum 'tesetturler turkiye'...
tembih-uyku,yemek,muzik
daha kaliteli bir yasam icin efenim gecenin bi vakti hangi siteyi okusam, ya da hangi filmi izlesem yahut su dizininde 22.bolumunu bitiriimm yaticam,ya da hatta su an benim yaptigim gibi iki satir bisey yazicam tribinden kurtulup yuzunuzu neutrogena facial cleansing formula ile yikadiktan ve dislerinizi elektrikli dis fircanizla 4 ila 7 dakika arasinda ficaladiktan sonra hayal mayal kurmadan, dislerinizi mumkunse gicirdatmadan uyuyunuz efenim. Gelelim yemek tembihime ask hayatinizin tatminsiz intikamini yemeklerden alircasina yemeyiniz cunku sonuc daha da kotu bir tramvaya donusebilir...Yemek ayridir, manita ayri . Veeee muzik, mahveder adami dikkatli dinlemek lazim, dinledigin seye donusebilirsin acemi bir dinleyiciysen, ki ben her konuda amator olmayi bilincli tercih edenlerdenim... simdi de 3u birarada bir tembih; bugun su an itibari ile 22Mayis 2007, gidin guzelce uyuyun sabah mis gibi bi kahvalti yapin, gidip oyunuzu kullanin, sonra oturup secim sonuclarini izleyin ve sonra bu buhrandan kurtulabilmek icin kendinize bir sarki secin...Ben benimkini sectim bile. Pixies 'where is my mind:)' Iyi geceler efendim. sevgiler.(Bu arada ingilizce klavye icin bir sureligine affiniza siginmak durumundayim)
21 Temmuz 2007 Cumartesi
tembihsiz tespit - kusurlu hayatlarımız ama güzel bedenlerimiz
şunu ve şunu gördükten sonra, insanın parası arttıkça ne kadar saçmalayabileceğini daha iyi anlıyorum. bunlar, güzellik, zayıflık merakından filan oluşmuş durumlar, kazalar vb. değil. düpedüz körleşme, aptallaşma, saçmalık.
ayrıca hiç mi onları seven bir kişi bile yok? biri oturursa tembih etse, yapma etme canım, çirkenleşeceksin?
ayrıca hiç mi onları seven bir kişi bile yok? biri oturursa tembih etse, yapma etme canım, çirkenleşeceksin?
19 Temmuz 2007 Perşembe
Tembih_Ofis ya da Altın Günü
100 tane kadını nerede toplasanız, orada sorun çıkar. Hele ofis denen mekana, hem de tek bir ortak mekana 10 tane karakteri birbirinden farklı kadını sıkıştırır, üretken ve aynı zamanda memnun olmalarını beklerseniz, herkes size güler.
Bugün ayrılma romantizmimden kafamı bir an olsun çıkarttığımda yine burada nasıl 2 senedir çalışıyorum diye düşündüm.
Tam da yalancı su böreğinin içindeki kalori miktarını, Seda Sayan'ın üçüncü kocasını, nasıl Hülya Avşar ya da Türkan Şoray taklidi yapıyormuş gibi yapılacağını, "Ay şekerim allah aşkına bana o yaptığın tatlının tarifini ver!" demeyi öğrenmiştim. Hatta oyuncaklı bir kalemim dahi olmuştu...
Bu tür bir deformasyonu baştan kabullenmeme karşın bugün artık haberler yüksek sesle okunup, ofisin bir ucundan diğer ucuna dondurma siparişi verildiği ve ben kulağımda hayvan gibi bir kulaklık her türlü ses ayarı sonda, yine de kikirdemelerle bölünerek konsantre olamadığım ve yapmam gereken işi yapabilmek için bir kez daha car car bağırdım.
Ne değişti? Hiçbirşey.
Hala da arka masadan McDonals siparişiyle gelen oyuncağın sesleri geliyor. Kendi işlerini nasıl yapıyorlar?
Tespitim pek parlak değil. Ne uyuz bir insan olduğumu bir kez daha tespit ettim elbette. Ancak tembihim var! Bazı liselerde olduğu gibi ofislerde de cinsiyet dağılımında belirli bir yüzdeyi tutturma zorunluluğu olmalı. İster kız lisesi mezunu ve bu duruma çok alışık olun, ister sevgiliniz olsun, ona buna yazmak gibi bir derdiniz olmasın, başkalarına saygı gösteremeyecekseniz ya da sınırlarınıza fazla düşkünseniz, kadınlarla dolu bir ofiste çalışmayın.. Çalışacaksanız da boşuna huysuzluk yapmayın. Of!
Bugün ayrılma romantizmimden kafamı bir an olsun çıkarttığımda yine burada nasıl 2 senedir çalışıyorum diye düşündüm.
Tam da yalancı su böreğinin içindeki kalori miktarını, Seda Sayan'ın üçüncü kocasını, nasıl Hülya Avşar ya da Türkan Şoray taklidi yapıyormuş gibi yapılacağını, "Ay şekerim allah aşkına bana o yaptığın tatlının tarifini ver!" demeyi öğrenmiştim. Hatta oyuncaklı bir kalemim dahi olmuştu...
Bu tür bir deformasyonu baştan kabullenmeme karşın bugün artık haberler yüksek sesle okunup, ofisin bir ucundan diğer ucuna dondurma siparişi verildiği ve ben kulağımda hayvan gibi bir kulaklık her türlü ses ayarı sonda, yine de kikirdemelerle bölünerek konsantre olamadığım ve yapmam gereken işi yapabilmek için bir kez daha car car bağırdım.
Ne değişti? Hiçbirşey.
Hala da arka masadan McDonals siparişiyle gelen oyuncağın sesleri geliyor. Kendi işlerini nasıl yapıyorlar?
Tespitim pek parlak değil. Ne uyuz bir insan olduğumu bir kez daha tespit ettim elbette. Ancak tembihim var! Bazı liselerde olduğu gibi ofislerde de cinsiyet dağılımında belirli bir yüzdeyi tutturma zorunluluğu olmalı. İster kız lisesi mezunu ve bu duruma çok alışık olun, ister sevgiliniz olsun, ona buna yazmak gibi bir derdiniz olmasın, başkalarına saygı gösteremeyecekseniz ya da sınırlarınıza fazla düşkünseniz, kadınlarla dolu bir ofiste çalışmayın.. Çalışacaksanız da boşuna huysuzluk yapmayın. Of!
tespittembih-kuaför
kuaföre gitmek bir kadına herzaman iyi gelmeyebilir, hatta bazen daha da kötü olabilir, işte bunu tespit ettim...
hem kezban gibi uzayan saçlarımdan, hem de mutsuzluğumdan kurtulmak için, beşiktaşta gözüme kestirdiğim bi kuaföre girdim dün, adama gayet net bi şekilde anlattım, sonra "buralar bu kadar olsun mu?" sorusuna "oralar" boynumun ortalarına denk geldiği ve makul olduğu için onay verdim. sonra "kuaför diplomalı kasap" herifi başladı kesmeye, altları kesio dedim önce bekledm, kısa oldu dedim, bilmem ne, neyse dönülmez yollara girdik ve olan oldu; "oralar"da saç falan yok, anlamsızca uzun olan boynum tamamen ortada, özetle kuşa döndüm, şah iken şahbaz oldum... tabii söylendim tüm huysuzluğumla ama saçlar yerde öylece yatıyo, yapçak bişey yok... yazarken bile sinirden başıma ağrılar giriyor ve bir garip ağlamaklı üzülüyorum, üf.
nesilden nesile iletilmesi gereken tembihim de şudur; kuaför depresyon anında gidilecek ve fakat depresyon anlarında seçilmemsi gereken bir müessesedir.
ama tüm bunların sorumlusu sinsice ortadan kaybolan kuaförüm erdinç! tam birbirimize alışmış, ne dediğimizi anlamaya başlamışken gitti! erkek işte, hepsi aynı, hepsi! sözüm meclisten dışarı...
hem kezban gibi uzayan saçlarımdan, hem de mutsuzluğumdan kurtulmak için, beşiktaşta gözüme kestirdiğim bi kuaföre girdim dün, adama gayet net bi şekilde anlattım, sonra "buralar bu kadar olsun mu?" sorusuna "oralar" boynumun ortalarına denk geldiği ve makul olduğu için onay verdim. sonra "kuaför diplomalı kasap" herifi başladı kesmeye, altları kesio dedim önce bekledm, kısa oldu dedim, bilmem ne, neyse dönülmez yollara girdik ve olan oldu; "oralar"da saç falan yok, anlamsızca uzun olan boynum tamamen ortada, özetle kuşa döndüm, şah iken şahbaz oldum... tabii söylendim tüm huysuzluğumla ama saçlar yerde öylece yatıyo, yapçak bişey yok... yazarken bile sinirden başıma ağrılar giriyor ve bir garip ağlamaklı üzülüyorum, üf.
nesilden nesile iletilmesi gereken tembihim de şudur; kuaför depresyon anında gidilecek ve fakat depresyon anlarında seçilmemsi gereken bir müessesedir.
ama tüm bunların sorumlusu sinsice ortadan kaybolan kuaförüm erdinç! tam birbirimize alışmış, ne dediğimizi anlamaya başlamışken gitti! erkek işte, hepsi aynı, hepsi! sözüm meclisten dışarı...
18 Temmuz 2007 Çarşamba
tespit black flag
Geçen Pazar uzun yıllardır tanıdığım 3 arkadaşımla kahvaltı ederken İstanbul'a ilk kez gelen bir arkadaşımıza İstanbul'un bize göre Black Flag noktalarını tespit ettik, mesela eminönündeki yüz tane çalar saatin aynı anda çaldığı ve 50 kuruşa lahmacun alabileceğiniz altgeçit, soonraaa tünel ve labirentlerle dolu Üsküdarın şu anki hali, sonraaaa Harem, ve bğıran adamlar, ve esenler tabiiki...Daha bi sürü vardır aklınıza neler gelio sizin?
17 Temmuz 2007 Salı
tespit_yengeçburcuşansı
doğum günü şu aralar olan insanları kıskandığımı tespit ettim, terasta, serin bir akşamüstünde doğumgünümü kutlamak istiyorum bende, ve bana da doğumgünümde Air bileti, Daft Punk bileti, Beastie Boys bileti ve Radar bileti alınsın istiyorum bide, yengeç burcu olmak varmış.., neyse ben en iyisi kendimi Nietsczhe ve Foucault ile aynı gün doğdum die avutayım, (ne işime yarayacaksa)
tespit konser
konser eglenceli ya da huzunlu bisey olabilir ya da sevdiginiz hastasi oldugunuz sanatciyi izlemek cok keyifli olabilir, performans izlemeye bayiliyo olabilirsiniz, ya da hastasi oldugunuz cocuk o konsere gelecek olabilir iste bu nedenlerle konserler keyifli olabilirler, ancak beni en cok konserlerle ilgili heyecalandiran sey o konserde ne hissediyosam o an daha sonra o sarkiyi her dinledigimde ayni seyi hissetmem bu inanilmaz bisey, mesela hala piano magic dinlerken hava sicak ustumda bikinim ayagimda terrliklerim var ve bi miderde uzanmisin icim biraz buruk ama huzurluyum iste kime ne, veya blonde redhead dinliyorum the dress daha kiymetli benim icin, ya da sezen aksu mesela benim icin 'salla' adli sarkisi epey komik konserde sallarken sutyeni dusmustu cunku gecmiyo bu konser hissiyatlari, mesela telefon tel aviv ki kendileriyle konserde tanismama ragmen 'i lied' adli sarkilarini her dinledigimda yan tarafta oturan cool cocuk aklima gelmiyo desem yalan olur...bi de hic konsere gitmeden bi sekilde hayatinizi degistiren sarkilar vardir ama konumuz bu degil ve konuyu dagitmayacagim, ayrica alacagim gelecekteki hazlara katkilarindan dolayi dogumgunumde air bileti alan arkadaslara huzurunuzda tesekkur etmek istiyorum, uzun oldu pardon.
16 Temmuz 2007 Pazartesi
tespit_nefret
an itibariyle çalışmaktan, patronlardan, şu karşımda duran ekrandan, ofis için sabahlamaktan ve daha aklınıza gelebilecek herşeyden nefret ettiğimi bir kere daha tespit ettim
Tespit_İtinayla Kaçırılan Huzur
Sürekli huzursuz olmaktan nefret ettiğimi, aynı zamanda kendi huzurumu kendim sabote ettiğimi tespit ettim.
Hissettiklerim, düşündüklerim sürekli inip çıkan bir grafik şeklinde seyretmesin istiyorum. Bir gün dünyanın en huzurlu insanıyken, ertesi gün hiperaktif ve sabırsızolmak, ardından inanılmaz depresif hissedip hiç yataktan çıkmamayı istemek istemiyorum. Öte yandan bu mod'lardan herhangi birine saplanıp kaldığım zaman -en güzeline dahi olsa- hayat dayanılmaz sıkıcı hale gelebiliyor. Deneyimle sabittir.
Mutluluk batıyor diye mutsuz olmak dünyadaki en saçma şey olsa gerek. ('E günaydııııın, yeni mi tespit edebildin bunu' diyenleri duyar gibi oluyorum.)Aferin bana.
Hissettiklerim, düşündüklerim sürekli inip çıkan bir grafik şeklinde seyretmesin istiyorum. Bir gün dünyanın en huzurlu insanıyken, ertesi gün hiperaktif ve sabırsızolmak, ardından inanılmaz depresif hissedip hiç yataktan çıkmamayı istemek istemiyorum. Öte yandan bu mod'lardan herhangi birine saplanıp kaldığım zaman -en güzeline dahi olsa- hayat dayanılmaz sıkıcı hale gelebiliyor. Deneyimle sabittir.
Mutluluk batıyor diye mutsuz olmak dünyadaki en saçma şey olsa gerek. ('E günaydııııın, yeni mi tespit edebildin bunu' diyenleri duyar gibi oluyorum.)Aferin bana.
13 Temmuz 2007 Cuma
11 Temmuz 2007 Çarşamba
tespit_unutmak
sık sık unutmya başladım, söyleyeceklerimi, anlatacaklarımı hatta yazacaklarımı.. yapacaklarımı da unutuorm belki ama onu o kdr farketmiorm sanırım, veya da ona alıştım artık. ama söyleyeceklerimi unutmak, işte en çok onun farkındayım bu aralar ve en çok da o üzüyor beni. bi çözümü olmalı, vitamin kullansam mesela, hmm, b vitamini iyi bi seçim olabilir ama o da kilo yapıo.. başka bi yolu olmalı bu unutkanlığı geçirmenin, nedeni ne önce onu bulmak gerekio sanırım..
tespit-koku
period öncesi etkileyici bi koku salgıladığımız tespit ettim, ki bu bilkimselmiş o zaman alın size bi tembih, bu dönemlerde mis gibin süslenin gidin yanına...:)
TESPİT - ÖLÜME DAİR 3 TANE
1 - İnsan hayatındaki bütün davranışların, insanlık tarihindeki (bababa lafa bak, ilk satırdan karizmayı komuşum) bütün olayların (gazete olan değil), bütün akımların (elektrikle bi alakası yok), bütün fanatizmlerin(beşiktaş, fener dahil. GS ayrı tabi, o fanatizm değil, aşk), bütün aşkların (GS gibin), bütün nefretlerin(FB gibin) kaynağının ölüm korkusu olduğunu tespit etmiş bulunuyorum (afferin maall, daha düzgün bişeyy tespit etsene manda). İnsanın, ölümü unutabilme adına yaptığı her şey tarihi şekillendiriyor (şerefsizim tayfun talipoğlu gibin oldu, arkadan da ver fahir atakoğlunu belgesel olsun). Her amacımız aslında bir örtü, her zevkimiz afyon (karahisar), her yaptığımız hayata bir tutanak, her aşkımız ölmeyeceğimizi tanrıya kanıtlama çabası aslında. öyle yani, haberiniz olsun, çatır çatır ölecez.
2 - Her ne kadar hayattaki en bi dehşet verici şeylerin ilk sırasında ölüm olsa da, insanı ölümden daha fazla dehşete düşüren bir şey varsa o da ölümsüzlüktür. Bunun sebebi ,insanı en çok korkutan iki şeyden birinin ölüm ikincisinin bilinmeyen (başka bir deyişle akıl erdirilemeyen) olmasıdır (hem o ne öyle, yaşa yaşa. sıkılır lan insan).
3 - Sanırım kafayı ölümle bozmuş durumdayım (yaşlanıyos tabi, tey tey tey).
Bonus Tespit: Bi ara kazan kalkar gibin oldu ama sanırsam şutlanmadım, çaktırmayın (ahanda çaktırdım(bonus parantez: çaktırdım derken ayıp manada değil)).
2 - Her ne kadar hayattaki en bi dehşet verici şeylerin ilk sırasında ölüm olsa da, insanı ölümden daha fazla dehşete düşüren bir şey varsa o da ölümsüzlüktür. Bunun sebebi ,insanı en çok korkutan iki şeyden birinin ölüm ikincisinin bilinmeyen (başka bir deyişle akıl erdirilemeyen) olmasıdır (hem o ne öyle, yaşa yaşa. sıkılır lan insan).
3 - Sanırım kafayı ölümle bozmuş durumdayım (yaşlanıyos tabi, tey tey tey).
Bonus Tespit: Bi ara kazan kalkar gibin oldu ama sanırsam şutlanmadım, çaktırmayın (ahanda çaktırdım(bonus parantez: çaktırdım derken ayıp manada değil)).
6 Temmuz 2007 Cuma
TESPİT - ZAMAN
geçen serden'le (bi arkadaş kendisi; bir misina çeşidi veya zaire'de bir süpermarketler zinciri değil yani...) ofiste (işsiz güçsüz insanlar değiliz yani, ofisimiz var, ama bizim değil, patronun, hatta onun da diil kira veriyos, plaza ama cillop gibin, otoparkımız bilem var, hasan abi var orda, çok şeker adam) otururken (ayakta değildik evet, oturuyoduk, ofisimizde koltuk da var, hem de herkezin kendi koltuu) alakasız bi muhabbet esnasında 15 (yazıyla: onbeş) senedir tanıştığımızı farkettik, ki bu benim liseye başlama tarihimdi, ki bu bana dün gibi geliyodu. 25 yaşında olan ben (parantez takıntısı olan mal) yaşımı 15'le toplayıp 40 rakamını (matamatiğim süperdir, hatta toplamadım, 15 ve 25 in grafiğini çizip, integrallerini aldım) buldum...
tespit (yoksa tesbih miydi? yok o başka bişe, ananemde var ondan) bu değil tabi, tespit şu ki artık 40 yaşında olmak yarın (cumartesi yani.. yok yok diil, mecaz manada burası) , 55 yaşında olmak öbür gün (pazar ama meyva satılan diil, gün olan) gibi geliyo artık. kısaca hızla yaşlanıyom, onu tespit ettim. hmmm ama ben yaşlanıyosam siz de yaşlanıyosunuz, nıhahaha, bak daha iyi hissettim şimdi kendimi, elle gelen düğün bayram (sahi bayram tatili ne zmana geliyo bu sene?).
tespit (yoksa tesbih miydi? yok o başka bişe, ananemde var ondan) bu değil tabi, tespit şu ki artık 40 yaşında olmak yarın (cumartesi yani.. yok yok diil, mecaz manada burası) , 55 yaşında olmak öbür gün (pazar ama meyva satılan diil, gün olan) gibi geliyo artık. kısaca hızla yaşlanıyom, onu tespit ettim. hmmm ama ben yaşlanıyosam siz de yaşlanıyosunuz, nıhahaha, bak daha iyi hissettim şimdi kendimi, elle gelen düğün bayram (sahi bayram tatili ne zmana geliyo bu sene?).
4 Temmuz 2007 Çarşamba
tespit(göz altı morlukları)
hep yaşımdan daha büyük göründüğümü tespit ettim, göz altı morluklarımada kapatıcıdan başka hiç bişeyin iyi gelmediğini, buyrun burdan yakın.
tespit_filmler gerçek oluyor
Hepimiz Eternal Sunshine of the Spotless Mind'ı izlerken gerçekten böyle bir teknoloji olmasını dilemişizdir diye tahmin ediyorum. İşte gerçek olmuş.
"Unutmak istediğiniz bir anınız ya da sizi çok üzen bir kalp kırıklığınız mı var? Harvard ve McGill Üniversitesi'nden araştırmacılar, kötü hatıraları silen bir unutkanlık hapı üzerine çalışıyor. Çalışmada travma geçiren insanların kötü hatıralarını terapi etmek için 'propranolol' adlı ilaç kullanıldı. 10 gün boyunca 19 kaza ya da tecavüz kurbanını inceleyen uzmanlar, kişilerden 10 yıl önce başlarından geçen travmatik olayı tanımlamalarını istedi. Deneklerin bir kısmına, hafıza kaybında da kullanılan propranolol, bazılarına da sahte ilaç (plasebo) verildi. Gerçek ilacı alan hastaların, bir hafta sonra, travmaları tekrar hatırlatıldığında daha az acı çektikleri görüldü."
Alıntı yapmamız da yasaksa müdahale et ey otorite!
"Unutmak istediğiniz bir anınız ya da sizi çok üzen bir kalp kırıklığınız mı var? Harvard ve McGill Üniversitesi'nden araştırmacılar, kötü hatıraları silen bir unutkanlık hapı üzerine çalışıyor. Çalışmada travma geçiren insanların kötü hatıralarını terapi etmek için 'propranolol' adlı ilaç kullanıldı. 10 gün boyunca 19 kaza ya da tecavüz kurbanını inceleyen uzmanlar, kişilerden 10 yıl önce başlarından geçen travmatik olayı tanımlamalarını istedi. Deneklerin bir kısmına, hafıza kaybında da kullanılan propranolol, bazılarına da sahte ilaç (plasebo) verildi. Gerçek ilacı alan hastaların, bir hafta sonra, travmaları tekrar hatırlatıldığında daha az acı çektikleri görüldü."
Alıntı yapmamız da yasaksa müdahale et ey otorite!
2 Temmuz 2007 Pazartesi
Tesbih_Radar ve Kızlar
Kız arkadaş, en yakın arkadaş, hatta en kötüsü 'en yakın kız arkadaş' gibi kavramlar 13 yaşımdan beri kaçındığım şeyler olmakla birlikte, hep yanlarında mutlu olduğum bir kız grubum olmuştur. Hatta birden fazla... Kimseyi ilgilendirmeyen bu kişisel geyiği geçip konuya gelirsek:
Hayatta kız kıza yapılacak bir sürü eğlenceli şey vardır. İçmek, dans etmek, alışverişe gitmek, söylenmek -ki aslında söylenmek dışındakiler karma ortamlarda yapıldıklarında daha eğlenceli oluyorlar- en klişe ve akla ilk gelenler olabilir.
Fakat geçtiğimiz haftasonu acıyla fark ettim ki, festivale gitmek kızlarla yapılacak en doğru aktivite değilmiş. Dolayısıyla buradan tembihliyorum, birlikte eğlendiğiniz adamları yanınıza almadan şehirden çıkmayın, çadır kurmayın :)
Hayatta kız kıza yapılacak bir sürü eğlenceli şey vardır. İçmek, dans etmek, alışverişe gitmek, söylenmek -ki aslında söylenmek dışındakiler karma ortamlarda yapıldıklarında daha eğlenceli oluyorlar- en klişe ve akla ilk gelenler olabilir.
Fakat geçtiğimiz haftasonu acıyla fark ettim ki, festivale gitmek kızlarla yapılacak en doğru aktivite değilmiş. Dolayısıyla buradan tembihliyorum, birlikte eğlendiğiniz adamları yanınıza almadan şehirden çıkmayın, çadır kurmayın :)
1 Temmuz 2007 Pazar
tespit oldu_kafası ısınmak
sıcak bir 1 temmuzda, sınavların ortasında, insanın beyni de bilgisayar kasası gibi ısınabilirmiş, arada sırada difrizde bekletilmiş havluyla soğutmak gerekirmiş ki saçmasapan hatalar vermesin... di mi:)
tembih_enginar
enginarlari adamcagizlar guzel guzel soyup suda yuzdururken, durduk yere gidip soyulmamis enginar almamak gerek... isguzar cumartesi alisverisi ellerde kesiklere, korelmis bir bicaga ve vakit kaybina neden olabilir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)