31 Aralık 2007 Pazartesi

tembih_ iyi seneler

Herkesin 2008 senesi süper geçsin.

29 Aralık 2007 Cumartesi

tespit_tebrik

yazarlarımızdan 'evren' artık evli. tekrar tebrikler.bi de müjde ya da bazıları icin kötü haber, ayakkabısının altındaki 2 isim haric hepsi silinmis.cok tespit olmadı kusura bakmayın ama hergün de biri evlenmiyo bu özel bi durum.

28 Aralık 2007 Cuma

tespit_Benazir Butto

Benazir Butto'nun ölümünün bu sayfa aracılığı ile tarihte belgelenmesi gereğini tespit ettim... Bir de bu vesile ile bu "son"lara aracı olan/bu "son"ları araç olarak kullanan "kınama" mesajları gönderen ikiyüzlü "devlet baba"larımızı kınama gereğini..

tespit_güçlü insan

"Güçlü insan olmak" diye tanımladığım şeylerin çoğu hakkında yanıldığımı tespit ettim.

tembih_iş-miş

bir işte ne kadar eskiyseniz o kadar çok iş yaptırılır size, ikide bir bişeyler sorulur ve yetiştirilmesi gereken iş-ki işlerin her zaman yetiştirilmesi gerekir- sürekli aksamalara uğrar. "sen bu projede çalışmıştın di mi, onun bilmemnesi nerde?", "onu bilmemkime yollasana...", "şunun dilinden sen anlıosun, bozuldu gene, bi baksana!" ve en kötüsü; "sen bişiiler yapar yetiştirirsin..." (bkz. gaz vermek).
bu durumdan sıyrılmak için, bir yerde fazla eskimeden iş değiştirmeyi, "buraya alıştım" duygusallıklarına girmemeyi ve aslında daha mühimi; "bilmiyorum!", "yetişmez!" ve "çıkmam gerek!" cevaplarını şak(!) diye yapıştırabilmeyi tembihliyorum.
bi de yazıma son verirken "kelin merhemi olsa.." demek istiyorum...

tespit_zorunluluklar

el opmeler, istemedigin yerlere gitmeler muzik tarafindan o yerlerde tecavuze ugramlar, yasca buyuk birinin sacma esprisinle dalga gecememeler, sabah uyanmalar, gece uyumalar, kahve! cola! cay,ziyaretler, evlenme(bazen), adi ustunde bazi zorunlu dersler, bazi yerlere bazi giyilmesi gereken kiyafetler, sevmedigin bi filme o svio diye gitmeler, facebooktan gelen yuzyillik arkadaslari istemeden kabul etmeler ve dayanamayi 'remove' derken yapilan vicdan muhasebesi, ve benim icin yilbasi!...
bi de sey tum bu zorunluluklarin nedeni: sevgiler...
iyi seneler.

25 Aralık 2007 Salı

tespit_uyuma öncesi konuşmaları

Hani bazen bir arkadaşınız sizde kalır ve bütün akşam aptal aptal herşeyden bahsedilir ve sonra birlikte uyuyup yine uyuyana kadar aptal aptal konuşup gülünür. Onu özlemişim, bunu tespit ettim:)
Ayrıca o uyuma öncesi konuşmalarında şakayla karışık aslında ne kadar ciddi şeyler konuşuluyormuş onu hatırladım. En ağır şeyler bile hafifmiş gibi geliyor uyku öncesi şapşallığında.. Belki de hep o zamanlar konuşmak lazım can sıkıcı şeyleri...

24 Aralık 2007 Pazartesi

tespit_yokmuş gibi

insanlar ( ya da en azından benim çevremdekiler) sizde bi değişiklik olduğunda mesela kilo almanız ya da kafaya kırmızıya boyatmanız ya da bi elbise her neyse işte bu değişikliği sevmedilerse hiç yokmuş gibi davranıolar...O kıpkırmızı kafayı görmemiş gibi yapıolar, çirkin olmuş demektense susuyolar.(people hates you when you are changing)

tespit_kurbanlık koyun ile kurulan bağ

yalnızca bizim ülkemize (belki diğer müslüman çoğunluklu ülkelerde de rastlanabilir, araştırmadım) özgü olduğunu düşündüğüm " çok küçükken gözümün önünde güzelim bembeyaz koyunumu kestiler , o yüzden hiç et yemedim sendromu"ndan bahsetmek istiyorum. kendim yaşadıktan ve bir çok insanın yaşadığını öğrendikten sonra, bu konuyu uzun uzun tartışıp durdum çeşitli kişilerle. allahtan önümde dana kesilmedi, çok ağır psikolojik sonuçlar doğurabilirdi.


bu bayram tv'de bir takım ünlüler bayram sohbetleri seanslarında bu konu ile ilgili hikayelerini anlattılar. hatta yine bazı haber programları ve sayın zekeriya beyaz hoca da özellikle tembih etti. çocuğunuza kurban kesimini izletmeyin, et yememesine sebeb olabilir.... yıllardır ilgilenilmemiş olan bu konu nedense bu sene pek popüler oldu, ben de sonunda kendi savımı kanıtlamış oldum. çok mutluyum, tespitim meşruluk kazandı.

bu bayram bahçede bağlı duran koyuncuk ile uzun uzun bakıştık. hemen aramızda bir takım bağlar kuruldu (eminim hayvanın beni taktığı filan yok). o, sabah olduğunda pek gergindi. hayvanlar artık anlıyor sanırsam. ee yüzyılların alışkanlığı... evdekileri , koyuncuğu özgür bırakmakla tehdit etsem de nafile. biz onu oturup afiyetle yedik.

tespit_bayram sevinci

bayram tatilini kendi memleketinde geçiren bir istanbullu olarak bayramda istanbulda kalmak yerine anne babasını hısım akrabasını görmek için memleketine dönen çok fazla arkadaşa sahip olduğumu, onlar gidince kendimi, istanbulda ıssız bir çölde kalmış gibi hissettiğimi tespit ettim. Amma velakin hepsi geri geldiler. bayram sevincimi şimdi yaşamaktayım :)

Tembih_sinir bozukluğu

İçimden geçenleri bir türlü anlamlı bir yazıya çevirememenin mutsuzluğu içindeyim, ki bu mutsuzluk zaten ilk başta yazmaya çalışmama neden olan diğer mutsuzluk, endişe, can acısı gibi garip hislerle birleşerek iyice korkunç bir hale geldi. Yaklaşık 2 saattir yazabildiğim tek manalı şey, ne kadar küçük ve aciz olduğum ve şeylere ne denli az müdahale edebildiğim. “Oysaki...” diyip tıkandığım, elimden hiç bir şey gelmediğini fark ettiğim ve kusmak istediğim bütün anları arka arkaya koysam, muhtemelen hayatımın yarı süresi kadar edebilirler.

Anlatmak istediklerimi zamanında ifade etmeyi becerememiş olduğum ve hala da beceremediğim için feci şekilde canım yanıyor olsa da, tek yaptığımın bunları boktan bir bloga kusmaya çalışmak olması nedeniyle oluşan hayalkırıklığı da bu kızgınlığın ve can acısının üstüne ekleniyor.. (isteğe bağlı olarak; “üstüne eklendiğini tespit ettim” şeklinde okuyabilir ve kurala uydurma çakallığı yapabiliriz.)

Ha, ruh halini tanıdığı ya da tanımadığı insanlara bu kadar pervasızca teşhir etmenin gereksizliği de cabası.

Tembih:
1. terapistler bunun için var.
2. şeyler üstüste geldiğinde insan kendinden beklentilerini azaltabilmeli.
3. keskin sirke küpüne zarar.
4. arkadaşı ihtiyaç olmadan edinmek mantıklı. (teşekkürler fortune cookie)
5. keza manasız bir hobi edinmek de öyle.

19 Aralık 2007 Çarşamba

tespit_gercek kurban(lık)lar...

Kurban Bayramı öncesi çoğumuzun karşı koyamadığı yegane mağazalar indirime girdi. Ve bugün bu mağazalardan birinde ağlamaklı gözlerle sevgilisinin paketlerini taşıyan ya da deneme kabinin önünde kızcağıza yakışmayan şeylere bile ordan çabucak kurtulabilmek için 'yakıştı hayatım, harika!' diyen. Ya da 'sıkıldın mı bitanem' sorusuna sadece son nefesiyle 'yok' diyen indirim kurbanı erkekler gördüm...onlara o şu şarkıyı armağan ediyorum 'seven ne yapmaz'...

tespit_liste başı

özellikle yıl sonu gelirken daha da azdığını farkettiğim bir liste manyaklığım varmış, bunu tespit ettim. 2007'nin en iyi albümleri, kitapları, filmleri; yüzyılın en büyük düşünürü, ablası, icadı; son 10 yılın en başarılı insanları, en büyük felaketleri vs. vs. hepsini özenle okuyorum, seyrediyorum, beğenmediğim listelerle dalga geçiyorum, hatta bazılarını kendim de yapıyorum.

liste yapmak aslında oldukça iddialı bir tavır, "buraların efendisi benim." duruşu ve söyleyişi gerektiriyor ama insan kendini durduramıyor.

2007'nin en iyi albümü de sound of silver'dır, bu da iç-tespit olsun.

18 Aralık 2007 Salı

tespit_diet

Daha ikinci günündeyim dietin ama hakkında vık vık etmeden duramam çünkü bu "yeme" meselesi benim için bir hayli önemli. Hatta hayatta en çok istediğim şeylerden biri tüm dünyayı dolaşıp herşeyin tadına bakabilmek(korkunç duyuluyo di mi) evet o canlı canlı böceklerin bile:).Neyse ama bu durum hergün 8-10 saat sürekli oturarak çalışan bi insan için mango indirimlerinden faydalanamamaya dönüşüyo zamanla, her giydiğiniz pantalon size doğru bağırıyo "iskenderrrrr....waffle!....mantı!....." ve sonra yüzünüzde hazin ve "0" beden kadınlara iç geçiren bir ifadeyle dükkanı terk ediyorsunuz.(baş öne eğik) Ve alışveriş hırsıda sizi terk etmediği için gidip bir ayakkabı daha alıyorsunuz...ya da oje.kırmızı. İşte bu yüzden spor hazır yapıyorken bu aralar diet yapmaya karar verdim. O yüzden diet kelimesinin aslında en çok yakıştığı "diet kola" dair her türlü sağlıksızdan uzak durmanın aslında epey sağlıksız olduğunu tespit ettim. Bu dialektikle belki açıklanabilir insan kendine kötülük etmeden iyilik ettiğini anlayamıo belkide, yani ben sürekli domates yersem "ağlarım!" özetle.

tespit_seeing john malkovich ve ötesi

tespitimin mekan seçimini değiştirmem istendi ama madem uygulama çizmeyi de bitirmişsin neden daha iyi betimlemiyosun dedim kendime.


evet, ben dün bunu tespit ettim, john malkovich istanbul'da. ve bir arkadaşıyla birlikte konak'a geldi ve kendisiyle türkçe yemekler sıralamak suretiyle konuşan garsona "no kebap" diyene kadar da bir türk gibi davrandı. zekidir, çalışkandır.. (nah, hah'dan mı gelmiş acaba?) hatta dönüp kral tv ekranlarındaki savaş haberlerine de baktı ilgilyle. savaş evrensel tabi. "bi insan bi insana bu kadar benzer mi"ye mi şaşırsam, "bi john malkovich sessiz sedasız konak'da yemek yiyor"a mı şaşırsam bilemedim uzun süre, ta ki sesini duyana kadar. acaba ben mi 3 saat uykuyla duruyodum, öyle olmasına inandığımdan o incemtrak sesini duydum? iddia etmiyorum diyemem, iddia ediyorum, dün benim için bir dönümdü.


böyle durumlarda çok ilginç hallere büründüğümü tespit ettim. senelerce anlamadığım tarkan konserinde ağlayan , michael jackson hayaliyle yaşayan kızlardan aslında çok da bi farkım olmadığını gördüm. sadece biraz daha lacivert olabilirim. hala bi garibim ama neden sebep tam olarak bilmiyorum. ne var yani gördüysen bi durum aslında.


bonustan bi de tembih ediyorum, gözleriniz açık gezin, belki bayramlıklarını giyer istiklal'de takılır önümüzdeki günlerde.


hep beraber tespit ettik mi mesela aslında olayın john malkovich olması da ayrı bi durum, yani sevdiğimiz bi john cusack falan olsaydı ordaki belki daha "aman tanrııım çok yakışıklıııağğğ" dersin ama john malkovich olunca insan o filmden sonra bi garip oluyo. daha önce yüzünü birden aynı karede gördüğün bi adam olduğundan daha bi ilginç. mi acaba?



kendimi temellendiremiyorum bütün cinler tepemde.

tespit_simulasyon

herkesin aynı milletten olup aynı dili konuştuğu bazı ortamlarda azınlıktaki bi kişinin yabancı olması durumunda hop dilden dile atlanır ya... o durumlarda bazen o topluluğu kendimle beraber bir bilgisayar oyununun içindeki küçük yeşil adamlardan biri gibi görüyorum. sanki bilgisayarın başındaki çocuk eli bir anda oyunun dilini değiştirmiş gibi.
hatta yine aynı oyunun içinde, kafalarımızda yeşil ışık yanıyo biyerlerde zzzt alışveriş moduna geçiyoruz, sora zzzt saç kestirme, sora zzzt arkadaşınla konuşma, zzzt susma...
hatta bazen mutlu olma bazen de depresyonlardan depresyonlara koşma..
biyerlerde kırmızı yanıyo zzzt duruyoruz sora.
tam kontrolsüzlüğüme isyan ettiğim sırada fareyi oynatan çocuk ben miyim diye soruveriyorum kendime.
cevap ise hala yok çünkü "evet" olması halinde alacağım sorumluluk çok büyük.

17 Aralık 2007 Pazartesi

tembih_tesekkur...

blogumuzun ara yüzünü renklendiren çizim için Hakan Tüzün Şengün'e ve bilimum teknik destek için Okay Karadayılar'a teşekkür eder...Başarılarının devamını tembihlerim.:)

tespit_iş erteleme

Yapmam gereken asıl işleri yapmamak için 100.000 tane gereksiz tespit yapabileceğimi tespit ettim.

tespit, tembih_dengesiz ilişkiler

Çok sevmekle uyuz olmak arasında çok ince bir çizgi var. Herhangi bir insana karşı duygularım öyle pek de değişmese, kıl olmalarım, sempati duymalarım hızla gelip geçse de, çok sevdiğim insanlardan birden mantıksızca çok nefret edip, çok uyuz olduğum insanları birdenbire çok sevebiliyorum. En iyi arkadaşımın yüzünü görmek istemeyebiliyor, hayatımdan çıkmasının son derece yerinde olabileceğini son derece içten bir biçimde düşünebiliyor, ardından mesela iki gün önce nefret ettiğim ve hiç bir iyi tarafı olmadığını düşündüğüm bir insanın hayatımdaki varlığından inanılmaz mutlu olabiliyorum.
İşin kötü yanı buna kimsenin anlam verememesi, ben dahil... Tembih, bu denli değişken tutumlar içerisinde olan insanlar, diğer insanlar hakkında düşündüklerini kolay kolay başkalarına söylememeli!

tespit_kar

kaç yıldır kendimi birilerine "yılbaşında kar yağsa çok süper olmaz mııı?" derken buluyorum...Ve yağmıyo.Eeee çıkmayan candan ümit kesilmez.

16 Aralık 2007 Pazar

tembih_birazsabır

insan mutsuzluktan kaçmak veya bunun altından kalkabileceğine kendini inandırmak için birsürü yola başvuruyor, ozellikle mutsuz olmak isteyenler bu tespitembihin dışındadır mesela ben ne zaman kendimi depresif hissetsem hep kendime şunu soyluyorum, eylem dayan bu geçici bir durum 2 gun sonra hasta olacaksın (burdakı hastalık grip değil tahmin edebileceğiniz gibi) ve heps' geçecek ama birsüre sonra bu gün sayısı 2 den 5 e, 5 ten 10 çıkmaya başlıyor, peki bu durumda ne yapmak gerek derseniz kendinizi şuna inandırın bu 10 sene sürecek geçici bir durum, 20li yaslarında duygularını en yogun ve en uçlarda yasayan o kadınlardan birisiniz sizde, merak etmeyin hepsi geçecek sadece biraz sabır

15 Aralık 2007 Cumartesi

tespit+tembih _evlilik hazırlıkları

sevgilinizle halihazırda güzel güzel beraber yaşıyorken bir gün şeytan dürterse bir de böyle deneyelim birşey farketmez nasılsa denirse ve çoktandır eh evlenin artık diyen anne babalar mutlu edilir diye düşünülüp evlilik sürecine düşmüşlere bir grup tembihin ve tespitin ilki... bütün bu evlilik hazırlıkları süreci özellikle benim gibi beyaz gelinlik ve papatya hayali olmayan birisi için cinnet geçirtici olabilir. garip bürokrasisi ile evlilik başvurusu, nikahtan kokteyle oradan düğüne dönüşen ve genişleyen kutlama seremonisi, üç saat içine bir de öğle yemeği ile sıkıştırarak nispeten kolay atlattığım gelinlik mevzusu, galiba herşey rahat rahat hallolacak o kadar da büyütülecek birşey yokmuş diyecekken, kuaförde bugünkü halim -basit bir görünümün ne olduğunu anlamamakta ısrar eden kuaför ve sonunda sinirden ağlayan bendeniz-. Hep saçı çok kesilince kuaförde ağlayan kızlara gıcık olurdum, hepsi intikamını toptan aldı bugün benden... ilk ve temel tembih olarak, evlenmeye şu veya bu nedenden karar verdiniz ise bunu başka bir ülkede yapın, burada bu çok acaip bir sektör, oldu burada evleniyorsunuz, herşeyi tek başıma halledicem hezeyanlarına kapılmayın, sağduyulu, gerçekçi ve serinkanlı arkadaşlar bugünler içindir, onları yanınızdan ayırmayın.

14 Aralık 2007 Cuma

tespit_deneme kabinleri

deneme kabinlerinin içindeki aynaların arkasında bir gizli kamera olduğu düşüncesinden kurtulamadığımı tespit ettim, bu 90'lı yılların tatsız "show haber" görüntülerinden kaynaklı bir paranoya olabilir, bilmiyorum. ama ilk girdiğim anda bir an için de olsa geçiyor bu fikir aklımdan...
bir-iki gün evvel, oradaki bir çalışana "pardon, bunun bir beden büyüğünü deneyebilir miyim?" diye sormadan hemen önce şunu düşündüm; eğer bir kamera var ve kaydediyorsa, elbiselerin bize olmadığı ya da yakışmadığı anlarda çok büyük rezil oluyoruz demektir... bu aynaların böyle anlarda dile gelmesi bir fikir olabilir,
"hah! şişmansın işte!" ya da,
"allah aşkına, senin bacakların yamuk, bu etek sana olur mu?!" gibi şeyler söylese...
o zaman, belki utanıp zayıflarız ya da "yakışmadı" der, almaktan vazgeçeriz... -çünkü insan fevri alışverişler yapabiliyor bazen.-
iki durum da kabulüm :)

tespit_liman

Kadıköy beşiktaş hattını hergün kullananlardan biri oldum evet üç ay geçti...artık kafamı kaldırıp of deniz ımmmmmmm yapmıyorum, kulaklığım ve "gerçekten okumak istediğim" bi kitapla ya da karşılaştığım biriyle yolculuk ediyorum. Ama bugün bunu kaçırsam çok üzülürdüm "morning saphire" gri kocaman hatta dev! bir yük gemisi...Çok güzeldi.seyrettim resmen sabah sabah, daha önce gördüklerimde hiç fena deildi, hergün gelip geçenler bilir "yiğitcan izmir" , "Yang Ming" "Maersk" "Evergreen" "Kline" "UASC" "Daniel St. Johns"...aralarında güzellik yarışması yaptım...En güzelinin bu sabah gördüğüm "Morning Saphire" olduğun tespit ettim. Evet belki bu tespitin kimseye bi faydası yok ama sabah sabah heyecanlandırdı beni.Kitabı çayı bi kenara bıraktım. Şehirde işe giderken sabah sizi heyecanlandıran bişey görmek o kadar da sık rastlanır bişey değil.

13 Aralık 2007 Perşembe

tespit_yeni nesil etkinlik anlayışı...

Evet süperiz herşeye yetişiyoruz, nerde ne var takip etmek de çok kolay neden çünkü facebook var! bi de lastfm...Ama noluyo sonra lastfm de cemal'in konsere gittiğini gören Fatma ve Fatma'nın konsere gittiğini farkeden Emre bu konsere geliyolar, bu da sanatçıların biletlerinin satılması ve organizasyon için süper bişey oluyo, bunda da sorun yok. peki ya sadece o konseri dinlemek isteyenler, bu sadece onu bunu görmeye gelenlerin dırdırına katlanmak zorunda mıdır?...Lütfen tembihlemekten öte istirham ediyorum, hiç bilmediğiniz bi grubun konserine ya da hiç bilmediğiniz bi sanatçının sergisine ya da hiç ne olduğundan haberiniz olmadığı bi etkinliğe tabii ki gidebilirsiniz bunda bi sakınca yok, ama ilgilnizi orda olmanıza rağmen hala hiç çekmiyorsa ordan uzaklaşın, hatta mümkünse yok olun ışınlanın, ya da çıkın o çocuğuda takıp kolunuza evinize gidin asıl amacınıza ulaşın...Ama susun gürültü yapmayın . nolur demek istiyorum! Arka odada ki son iki konserdeki bu durumu da burdan esefle kınıyorum.

tembih_nefes

size seratonin salgılatacak bişey yapın spor yapın, dans edin ya da bi sevgili bulun:)...hiçbirini yapamıyosanız eğer ara ara diyaframdan nefes alıp verin...nasıl mı ? Müzik hocam şöyle derdi; "çiçek koklar gibi". (evet yine çok romantiğim.yaşasın! içimizdeki iclaller, boris vian'lar, susan langerlar, hatta zeki mürenler!)

tembih_persepolis

izleyin.

10 Aralık 2007 Pazartesi

tespit_cool

Herşey cool bu aralar, grafikler cool, kadınlar cool, web siteleri çok cool,cool mobilyalarla dolu etraf, yeni yetme mimariler epey cool, sonra her türlü apple ürünü, defterler kalemler, insanlar, kıyafetler, kokular, libidolar,hatta sesler...Herşey çok cool ve ben cool olan herşeyden çok sıkıldım.geçer ama ne de olsa ben de cool sayılırım.hem postmodern hem cool.(yalandan)

9 Aralık 2007 Pazar

tespit_yorgan yastık

karşıda oturan insanların bunun sonucunda da haftasonları genel olarak evinde uyanamayanların nerdeyse ortak kaderi pazar günleri üstlerine başlarına sinmiş sigara kokuları, yağlanmış saçlar, ve sırt ağrıları ile uyanmaktır, bilen bilir, ama bgn daha yeni değiştirilmiş nevresim, ve kendi yastığımın bana tanımış olduğu şımarıklık ile saatlerce yatağımdan çıkamadım,çünkü başka hiçkimsenin yastığı sizin şımarıklığınızı çekmez, insanın kendi evi gibisi olmadığı gibi kendi yatağı ve yastığı gibisi de yoktur.

8 Aralık 2007 Cumartesi

tespit_özlemek

Sıkıcı bi hayat benimkisi çünkü şunu tespit ettim ki üç gün görmesem özlediğim kimse yok hayatımda, ya da üç gün yapmasam duramam dediğim bişey(tuvalet hariç) ya da üç gün şunu yemeden duramam dediğim bişey yok...Ama diet kola bana hakim olmuş durumda üç gün değil bir günde kutu kolanın o "çıtuır" diye açılma sesini özlüyorum...İşte bu yüzden midem bu halde sanırım

7 Aralık 2007 Cuma

tespit_saç tasarımcısı(?)

şunu anlamıorm, hadi tmm saçını kestiren kişi çok para verdi die saçını beğeniyor olsun, peki arkadaşları, ailesi veya çevresindekilerin çoğunluğu o saç kesimini beğenmiorsa eğer bu saç gerçekten de o kişiye yakışmadıysa diyelim, kuaför (başka bir deyişle saç tasarımcısı) kişiye yakışmayan bi şekilde nie kesio?? algısı o kdr mı kötü yani! genelde insanların saçlarına yapılan müdahalede, (kamusal alana müdahale gb bişi) müdahaleyi yapanın hiç mi gözü görmüyor?

tespit_otobüslerdeki manalı manasız sözler...

Belediye otobüslerinde adlarına ne deniyo bilmiyorum ama dengede durabilmek için tutunduğumuz tutunma şeylerinin üzerinde bişeyler yazıyo son günlerde...Hiç anlam veremiyorum bunlara ver her seferinde dikkatli dikkatli okuyorum (görme fetişizmi)hatta biri bitiyo sıkılıp arkalara doğru ilerliyorum, diğerlerini de okuyabilmek için.. Mesela bu sabahkiler; "Monaco orkestrası ordusundan daha kalabalıktır" "vücudumuzdaki en uzun kas dildir" ben de hemen altına şunu eklemek istiyorum ; "ikisi arasında bağlantı kurmaya çalışma, bu otobüsteki en zavallı kişi sen olabilirsin"

5 Aralık 2007 Çarşamba

tespit_yorgunluk ve taksi plakaları

yorgunlukla ilgili milyonlaca tespit yapabilirim ama şimdi ki biraz daha farklı tespit içi tespit çünkü, bgn dolmuşun en sevdiğim bölümü olan şoför yanında (kimse size para uzatmaz, yada hiçbir yaşlı teyze yerinizi vermenizi bekleyerek gözlerini size doğrultmaz, dolmuşun bütün kaosundan uzaksınızdır fln filan) yorgun ve bitap bir şekilde otururken yorgunluğun algı açıcı etkisini farkettim, kafanın iyi olması gibi uyuşukluk var tabi ama boşboş bakan gözlerinin gördüğü herşey beynine kazınıo ve bi süre sora bağırıo heey baksana diye, çünkü tam da o sırada farkettim ki İstanbul daki bütün taksilerin plakası 3 harfli ve hepsi T ile başlıo,

tespit_ben geldim

tespit etmeyi, tembih etmeyi pek sevmesem de ve edemesem de tembih etmeyi de özlediğimi tespit ettim :)

Tespit_yemekler&erkekler...

Evet yemek yemeyi ve yapmayı çok seviyorum bu doğru ama bu aralar erkeklerle bağdaştırıdığım yemekler var... Mesela ıspanak gibi erkekler ; bunlar pişirdikçe suyunu bırakıp küçücük kalan erkekler. Bir de bulgur gibi erkekler var su koydukça şişen, sonra yumurta erkekler var her şeye uyan kek de olan omlette de krep de:), bi de ekmek gibi erkekler var ki onlara maya şart...o mayanın orta sıcaklıkta beklemesi şart... e ne demişler emek yoksa erkek de ay ekmek de yok:)

tespit_güzel kadınlar

Sabah vapurda güzel bir kadın vardı. (güzellik göreceli olamayabiliyo bazen) Kızıl saçlı mavi gözlü çilli :) ve de üstünüze afiet dal gibiydi..(incecik manasında) Epey de güzel giyinmişti. Makyajı da hoş. Her neyse ben kadına şööyle bir baktım sonra da şunu farkettim ki tıklım tıkış vapurda etrafımdaki en az on kişide çaktırmadan ya da baya çaktıra çaktıra ona bakıyodu...İç seslerini duyar gibi oldum. Bodur bi amca vardı, orta yaşlı kafa hafif kelleşmiş mesela o bence şöyle diyodu, "ulan bi kere de şöylesi denk gelmedi:)"(napiim öyle diyodu işte), Sonra bi kız vardı belli ki cool bi bölümde okuyo, olanca entellektüel tavrıyla kızın güzelliğinin meta olduğunu, aslında bunun o kadarda iyi bişey olmadığını bunun sadece bir vitrin olduğunu düşünüyodu. (iç çektiğinin bile farkında olmadan), Diğer bir kadınsa "aman o kadarda güzel değil bak dişleri bozuk" diyodu içinden. peki. Sonra birbirlerine belli ki çıtır aşık bir çift vardı onlar camdaki buhara ellerini yumruk yapıp cama yapıştırmak suretiyle minik ayaklar yapmakla ve kikir kikir gülmekle meşguldüler.Onlar görmedi bile bu kızı. (bu duruma epey sevindim) Sonra üç delikanlı vardı biri daha miroğlu kılıklı diğerleride yaver, o miroğlu kılıklı kıza bakmaktan öte kızı kesiyordu.Kız da farkında herşeyin alışmış duruma...İşte böyle tespit herhangi bi yerde güzel bi kızın olması epey eğlenceli bişey:)...Tembih, hemen etraftakileri izlemeye koyulun.

4 Aralık 2007 Salı

tespit_kedili teyze

Önceki mesajı yazarken, “neyseki yalnızca sevgililer değil arkadaşlar, hatta aile fertleri dahi gelip geçici” diyebilen bir de buna gayet içten inanan, uyuz ve mutsuz bir insan olduğumu da tespit ettim.. Çocuklara “gidin başka yerde oynayın” diye bağırıp camdan su döken yaşlı teyzelerden olacağım evet. Kedim de var zaten.

tespit_lise arkadaşları

Her kadının eskiden beri hayatında olan, çocukluktan -ya da büyük ihtimalle liseden- beri tanıdığı bir kız grubu vardır. Bir sürü şeyle, başta kendisiyle bile baş etmeyi bilmediği dönemlerde tanıdığı, yıllarca anlatılacak aptalca şeyler yaptığı (ilk kez aşık olmalar, sarhoş olmalar, kazık yemeler, kıytırık bilgilerle seks tavsiyeleri vermeler, topuklu ayakkabıyla yürüyememeler, palyaço gibi makyaj yapmalar..vs.ler) küstüğü, barıştığı ama sonuç olarak dönüp baktığında orada yakınında bulmanın kendisine bir tür güven verdiği bir takım başka kadınlar vardır ki, onlardan uzaklaşmak çok zordur.

Oysaki her zaman zoru (zor burada ulaşılması zor hedefi temsil etmiyor, tam tersine..) başarmakta üstüne olmayan ben, bunu da başardığımı tespit ettim.
Her zaman orada olacaklar diye içten içe iyi hissediyordum elbette, ama aynı zamanda artık konuşacak pek bir şeyimin kalmadığından şüphelendiğim, bambaşka insanlara dönüştüğümüzü üzülerek izlediğim halde kılımı kıpırdatmayarak kendilerini kaybetmişim. Aferin bana.

3 Aralık 2007 Pazartesi

Tespit_suç&suçlu

Bunu ben tespit etmedim ya da ettim de bu kadar iyi ifade edemezdim. "Cinsel ahlakın ilk ve tek ilkesi: suçlayan her zaman suçludur" T. Adorno