22 Nisan 2009 Çarşamba

tespit_naiflik

naiflik bir özür değil diye tespit ettim naifce.

19 Nisan 2009 Pazar

tespit_secim yapmak

herhangi bir secim yapma gerekliligi durumunda, seceneklerin cok olmasindan ziyade, seceneklerin iyi ve kotu yanlarini bir sekilde ogrenmenin/bilmenin secim yapmayi zorlastirdigini tespit ettim.

17 Nisan 2009 Cuma

tespit_yazarlarımızdan kiddo'nun tespit ve tembihleri.

Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hayata Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümü kasten öldürme ve intihara yönlendirme suçlarını düzenler. Kasten öldürme ve cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara sürüklemenin cezası müebbet hapis cezasıdır. Yine sekizinci bölümde düzenlenen “Aile Düzenine Karşı Suçlar”da birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören, aile bireylerine kötü muamele, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü yerine getirme, çocuk düşürtme gibi suçlar için cezaları düzenlemiştir.


Ancak Türkiye’nin yakın zamana kadar "töre" gerekçesiyle işlenen cinayet sanıkları için hafifletici maddeleri uygulayarak cezai indirime giden, çocuk düşürtme suçlarını beraatle sonuçlandıran, dini nikahı bir nevi örf- adet olarak gören yargıçların kararlarının Yargıtay’ca onandığı bir ülke olduğu dikkate alınacak olduğunda adalet anlamında asla tatmin edici sonuçlara ulaşılamamaktadır. Hal böyle iken; kadınlar hala “namus” adı verilen içi asla doldurulamamış ve gerçekte ne olduğu bilinmeyen anlamsız bir kelimeden dolayı öldürülmekte ya da yine aynı içi boş kavram yüzünden zorla intihara sürüklenmektedirler.

tespit_çeper hissiyatı

'Ah keşke şurada (London NY vs) olsaydım bütün harika şeyler orada oluyor' la dile gelen çeper hissiyatı güney yarıkürenin coğrafi izolasyonu ile tavan yapmış durumda.(YZ de ayrıca dijital bir izolasyon da sözkonusu, bedava internet yok gibi birşey, internet bağlantısı da çok pahalı ve hep MB üzerinden ücretlendiriliyor. Sınırsız diye bişi yok yani...) Güney yarıküreden bakınca hayat Avrupa'da.. Yeni Zelanda'da konuştuğum her üç tasarımcı-sanatçı mimarın ikisi bunu dile getiriyor, paçayı kurtarıp avrupa'ya kapağı atana imreniliyor. Bir eksiklik hali sürekli kötü bişi... Kardeşim sen zaten bu kafayla Londra'da da olsan bişi olmaz diyesim geliyor.

16 Nisan 2009 Perşembe

tespit_makulu seven erkek

makulu seven erkekleri tespit etmek , makulu tespit etmekten kolaydır. her tür mutluluk için kendi standartları vardır. kedi olanları 'mundar' ciğerler bahçesinde yaşar. arı olanları çiçek zevksizidir. ayı olanları hazır bal tutkunudur. makulleştirilmiş huzurlu bir kış uykusu ile baharı kaçırırlar. kedi olanlar krallara bakarak uyurlar. kral olanlar çıplak . çıplak olanlar üzgündür. makulleştirilememiş şeyler için bulmaca terapileri , super market arabası koleksiyonları 90 dakikalık küfürleri , saklanmış  pornoları , pazar sabahı ereksiyonları vardır. yankısız çığlıkları için uçurum gören tatil programları , gizli saklı delilikleri için biraz birikmiş eurobondları mevcuttur. oyunu kanatlarda kurar, üç kornerden bir aşk beklerler. 

15 Nisan 2009 Çarşamba

tespit_erkek tespitörler

erkeklerin tespit falan yapamadığı taa başından belliydi de:) neyse.

10 Nisan 2009 Cuma

tespit_evlilikte ufak tefek cinayetler

Üç ay kadar önce zar zor bugüne bilet bulabildiğim oyun atölyesi'nde sahnelenen, bir eric emmanuel schmitt oyunu 'evlilikte ufak tefek cinayetler' e nihayet bugün -annemle- gidebildim. Vahide Gördüm'ü ve Haluk Bilginer'i iyi ya da kötü eleştiremem, çok küçüğüm bunun için ama dışarı çıkınca ne güzel insanlar var dedim net!. ancak oyun gerçekten uzun yıllar evli olan çiftler içinmiş,annemi ve bi sürü başka kadını/erkeği iç çekerken içleri acırken gördüm. Evlenesim kaçtı:) (var mıydı aaaaa) Zaten oyunun sonunda 3 kişi ayakta alkışladı onlarda malum twenty something yaşlarındaydı. Diğerleri biraz şapşala döndüler galiba bilemedim hiç evlenmediğim için o ilişkiyi kuramadım, bu lafı kullanmıyayım diyorum ama yine kullanıcam ben çok da empati kuramadım. Ama yine de evinden eşinden hergün hergün kaçıp gidesi gelen ya da sık sık eşinden sıkıldığını düşünen çiftelere epey iyi gelebilir gibi geldi bana. işin tembih kısmı oldu. Bir savaş alanı olarak evlilik ve bir cinayet şebekesi olarak karı koca...İzlenmeye değer.net.

9 Nisan 2009 Perşembe

tespit_sıkıcı insan

sıkılan ve sıkıcı bir insan olmak icin yapilmasi gerekenleri su sekilde tespit etmis bulunuyorum:
butun gun evde oturun
butun gun gtalk/msn ne tur iletisim araclariniz varsa acin fakat kimse ile iletisim kurmayin (iletisim kurmadikca daha da sikici bir hal alacaksiniz ve kendinizden sikilacaksiniz)
butun gun evin her odasina girin cikin ama hic birinde bir is yapmayin
disaridaki guzel havayi icerden gozlemleyin fakat disari cikip deneyimlemeyin
birikmis dizilerden birini secin ve sadece bir bolumunu seyredin (ki diger gunler dizileriniz bittiginde daha da fazla sikilmayasiniz)
..
sikici bir insan olmanin en onemli noktasinin kendi kendinizi ne kadar siktiginiza bagli oldugunu unutmayiniz efenim, sikici gunler dilerim..

tespit_buyrun

gençliğimde.., mağazalara girince görevliler "nası birşey aramıştınız?" diye sorarlardı. Sonra soru cümlesi "aradığınız belirli birşey varmı?"ya evrildi. Şimdiyse, artık kimse birşey sormuyor, hatta makbul taktik de varlığınızdan bihaber olma taklidine dönüştü.(ki muhteşem!)
(ihtiyaç karşılayan değil de para harcayan nesil olduğumuz alışveriş alışkanlıkları aracılığıyla somutlaşıyor.)
Eskiden yöneltilen bu sorulara sıklıkla cevap bulamaz, rahatsız olur, ne aradığını bilen teyzeler mağazaya girince gıcık olurdum. Şimdi bu kararsızlık "probleminin" sadece benim değil de neslimin "problemi" olduğunu öğrendim de kendimi yalnız hissetmiyorum. Neyse, sonra yardım almayı kabul ettim, durumu lehime kullandım ve kendimin beceremediği kombinasyonları görevliye danışmaya başladım. Bunu bazen hala yapmaya çalışıyorum ama artık oradan alınacak bir etek için düşünülmüş bluz kombinasyonundan mahrum olduklarını farkediyorum. Yine de çoğaltılabilen alternatifler beni mutlu ediyor.

5 Nisan 2009 Pazar

tembih_masalağa giden metro.

öcenlike bilmeyenler için taksim maslak metro hattını çizerek konuyu anlatmaya başlayacağım.

taksim-----osmanbey----şişli/mecidiyeköy----gayrettepe----levent----4.levent.......sanayi.......maslak/ayazağa.....bişey.

İki gün önce maslağa kampüse gitmem gerekti Levent metrodan direk metro var artık dediler bindim. 3 durak olduğunu sanıp kafamı kaldırdım ve kendimi Şişli metroda buldum. FUCK! içsöylemiyle olur böyle şeyler bilge teskiniyle hemencik indim karşıya geçtim ve diğer yöne giden metroya bindim. birkaç durak gittik yine kafamı Ayazağa diye bağıracak olan hatuna kitlemiş kitap okuyordum ki kadın yine Şişli/Mecidiyeköy dedi. İşte o zaman korktum, korkarak indim metrodan iki seferdir 4Levent yönüne metroya biniyor ve Şişlide iniyordum. Bi arkadaşımı aradım galiba deliriyorum yardım et diye sakin ol dalgınlık dedi beni hiç anlamadı bu dalgınlık değildi bu işte bi gariplik vardı asla ulaşamayacağım diye korktum dışarı çıkıp taksiye mi binsem diye düşündüm sonra inat ettim bu kamera şakası mı noluyo acaba derken güvenliğe sordum maslağa nasıl giderim diye yine 4.levent yönünü gösterdi tabii ki bu sefer çok ciddi fotoğrafını çektim metronun önden ve tekrar bindim 4. leventte hemen indim. Veeee ne farkettim dersiniz, Ayazağa için orda inip aktarma yapmak gerekiyomuş ve ben 2 seferdir aynı metroya binip 4.Leventten geri dönüyomuşum ve Şişli deyince ' Ş ' harfine duyarlı beynim uyanıyomuş ulannn deyip iniyomuşum. Siz siz olun 1. metroda kitap okumayın. 2. 4.leventte inin.

tespit_ıssız adam

geç bir tespit oldu ve hemen herkes de belki farketmiştir ama nalet olası film bi sürü şeye zam gelmesine neden oldu iki aydır plak alamaz oldum, istiklalde anlamazdın anlamazdınnnnı duymayınca eksik hisseder oldum ve hatta geçen de bi yerde farkında olmadan havuçlu kek isteyince oo ıssız adam dedi garson yok dedim elmalı turta aman...