Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hayata Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümü kasten öldürme ve intihara yönlendirme suçlarını düzenler. Kasten öldürme ve cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara sürüklemenin cezası müebbet hapis cezasıdır. Yine sekizinci bölümde düzenlenen “Aile Düzenine Karşı Suçlar”da birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören, aile bireylerine kötü muamele, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü yerine getirme, çocuk düşürtme gibi suçlar için cezaları düzenlemiştir.
Ancak Türkiye’nin yakın zamana kadar "töre" gerekçesiyle işlenen cinayet sanıkları için hafifletici maddeleri uygulayarak cezai indirime giden, çocuk düşürtme suçlarını beraatle sonuçlandıran, dini nikahı bir nevi örf- adet olarak gören yargıçların kararlarının Yargıtay’ca onandığı bir ülke olduğu dikkate alınacak olduğunda adalet anlamında asla tatmin edici sonuçlara ulaşılamamaktadır. Hal böyle iken; kadınlar hala “namus” adı verilen içi asla doldurulamamış ve gerçekte ne olduğu bilinmeyen anlamsız bir kelimeden dolayı öldürülmekte ya da yine aynı içi boş kavram yüzünden zorla intihara sürüklenmektedirler.
17 Nisan 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder