3 Haziran 2007 Pazar

tıngır_tespit


şarkıların canlı olmaları ne komik. timeline’ımızda belli karelere monte edilmiş, hani hayat hikayeni alıp bi film yapsalar, o filmin fon müzikleri olabilecek cinsten şarkılar var. birbirini takip eden hiçbir şarkı kesilerek bitmiyor; değişiyorlar, dönüşüyorlar ve hatta ölüp ölüp yeniden diriliyorlar, nüksediyorlar zaman zaman. “yavaşça solarak” birbirlerinin içine giriyorlar.
hayatı bölümlere ayırmaya yarıyorlar. kitabın “içindekiler” kısmında bölüm başlığının yanında parantez içinde yazılıyorlar çünkü o dilim, o şarkı olmadan okunsa bi anlam ifade edemez…

ve bir süreliğine iğne_atsan_yere_düşmez iken bu şarkıları dinleyince içimde… birkaç süre sonra bitiyor ve anlayamıyorum o bindokuzyüzseksendört tane hissin nereye kaybolduğunu ta ki yıllar yıllar sonra yeniden kulağıma takılıverdiğinde notalar… beyinlerimizin vücutlarımıza bahşettiği köprüleme ve depolama hizmetlerinin mükemmelliğine şaşırtırcasına canlı ve net, anın kokusundan, rüzgarının şiddetine kadar yeniden geliveren anılara bakakalarak…
sonra…. piyano tıngırtısında asılı kalıveriyorum öylece…

Hiç yorum yok: