19 Ağustos 2008 Salı

tespit_KÖM ile Ayak Arasında Kalmak

Beşiktaş’ta bir zamanlar bir Tansaş vardı bilirsiniz, şimdi yerinde yeller esse daha iyi bir hal almış. Kırmızı bir zeminin üzerinde banklar var, evet bu iyi ama oturmak için içerlek bir durumun içine girmek zorundasınız. Bu ne demek? Yani hemen oracığa oturmak pek mümkün değil, park havası verilmiş, biraz yürüyüp o kırmızı kumumsu şeyin içine girip öyle oturuyorsunuz bu banklara. (Çocuk havuzu gibi bişey??) Neyse bu kabul, Tansaşı da sevmezdim bu durumu da sevmedim. Gelelim asıl vıdılanacağım konuya, bir arkadaşımı beklemekteydim bugün, ve genellikle bugünlerde kural edindiğim KÖM ü yerine getirmek için çok uygun bir zamandı. (KÖM nedir?- KÖM küçük ölçekli müdahaledir, hayatı neşelendirir, sabah tosta kekik koymakla başlar, otobüste kadınların yanı boşken erkeklerin yanına oturarak ya da gereksiz yere alışverişte poşet almayarak devam eder. KÖM olimpiyatlarda Pheleps’i seyredip güne mutlu başlamaktır. KÖM vapurda dışarıya oturmaktır. Özetle kalp temizliğiyle ve elden gelenle müdahil olmaktır KÖM hayata ya da işte isterseniz kamusal hayata minik minik müdahilliktir) –Konuya dönelim- KÖM için çok uygun bir ortamdı, tüm banklar doluydu ve bir garip amcanın yanı boştu, mavi gömlek siyah pantalon bu sıcakta siyah ceket, pala bıyık tesbih ve siyah çorap sahibi bir amcanın, haa birde arkasına basılmış ayakkabı. Gidip normal Bilge yanına otururdu, o gerilime bayılırdı, ama bu sefer bir sorun vardı. Ayak! Adam ayakkabısını çıkarmış ve eliyle ayağını tutmaktaydı. Bu noktada KÖM değil BÖM olsa oturamazdım yanına. Derdim hiç bir sosyal, kültürel, etik ya da estetik bişeyle değil…Ayak beni geriyor, hele ki ortalıkta ve çirkinse çok geriyor. (Bir sürü tramvatik alt okuma yapılabilir, yapılsın umrumda değil) Epey düşündüm ve oturamadım ki çok yorgundum… Bu adam Beşiktaşın ortasında kaşınarak ve ayakkabılarını çıkararak oturabiliyorken, bir takım bu yazıyı okuyan adamlar da bu yazdıklarımdan bile iğreniyorlar eminim –hiç böyle bi şehirde değilmişizcesine-. İşte bu iki uçta gelip giden tansiyonlu bir şehir desem fazla romantik olur, ama çok şaşırıyorum bazen…Tespit; Şaşkınım yarım saat de ayakta bekledim yorgunum.

2 yorum:

delirium dedi ki...

Hahaha.. Benim KÖM'üm de sabah gazete almaya giderken yanımda bez torba götürmek ve bazen aradığımı daha zor bulacağımdan emin olmama rağmen sevimli küçük esnaftan alışveriş yapmak..Kötü görünen amcaların yanına oturmaya hala cesaretim yok...

enola is gay dedi ki...

benim yanıma bi kere abi abla biri oturmuştu. kendimi almodovar filminde hissettiğim an odur.