25 Mart 2007 Pazar

tespit 22 (birseyi cok istemek)

bu sabah bir kafede kahvalti ederken yan masadaki 4-5 yaslarindaki cocuga kulak kabartiyorum. tipik bir nisanstasi ailesi kadinlar feci sarisin herkes solaryum yanigi, her uc kelimenin biri ingilizce. sozkonusuzu cocuk once kahvaltisini yemek istemiyor sonra cilek olmazsa hicbirseyi yemem diye tutturuyor cilek geliyor bu sefer pasta pasta gelince yaninda dondurma yok diye cingar cikariyor , sonra hava almak uzere disari cikariliyor sonunda ve uc saatin ozetinde de hepsine iki catal batiriyor gelen yiyeceklerin ve gordugu muameleden yine de hosnut olmadan kafede yerde oturuyor , surati da bes karis. ben de bu kiz cocugunun istikbali ,birseyleri cok istemek ve mutlu olabilmek uzerinden dusuncelere daliyorum... galiba cocukken n'oooolur ama n'ooolur o benim olsun diye pesinden kostugumuz kirmizi sacli oyuncak bebegin yerini buyuyunce pesinden kosulan isler, insanlar, esyalar, mulkler vs aliyor ve biz de kirmizi sacli bez bebege yaptigimiz gibi o seyleri elde ettigimizde o sey her ne ise onemini kaybediyor gozumuzde, siradanlasiyor sanki. fethedilmis baska bir kale ve hic doyamiyoruz boylelikle: hep daha fazla daha iyi daha guzel. sorun o seyi ele etme etrafinda donen bitmek bilmeyen bir iktidar mucadelesi, cocugun ebeveynlerini tekrar tekrar deneyerek elde ettigi, sinirlarla karsilastigi anda kendinden ve gulucuklerinden mahrum ederek cezalandirdigi. birseyi cok istemek iyi birsey degildir diye tespit etmek istiyorum ama o da anlamli gelmiyor yani birseylere karar verip onlari istemeyince yasadigini nasil hisseder ki insan? galiba istemek ve birakmamak onemli olan kararlilik hali...

Hiç yorum yok: